Mehmet Cantürk
Yerleştiğimiz otellere Vali, Garnizon Komutanı, Belediye Başkanı hoş geldinize geldiler. Kayseri Müftülüğünce camilerdeki, cuma vaaz, hutbelerinde bizden ve dolayısıyla tarihi milli menşeimizden bahis edildi. Zamanın Vali muavini Osman Gümrükçüoğlu ve Belediye Başkanı merhum N. Mehmet Çalık gençlerimizin hemen, hemen hepsini başta Belediye olmak üzere Birlik Mensucat, Sümer Bez Fabrikası, Devlet Su İşleri, Türkiye Elektrik Kurumu, Hava İkmal gibi kuruluşlara işe yerleştirme lütfun da bulundular ve şimdi hepside emekli oldular.
1965 Ekim'den 1966 Nisan'a daha önce ismi geçen üç otele kaldık. Kış aylarında yapılan evler bitmişti. Toprak İskan Müdürlüğü evlere taşınmamızı istedi. Bu arada evlerimiz kış aylarında yapıldığı için damları, duvarları nemli. Hata hatta duvarlardan yer, yer su damlarcasına rutubetli idi. Bunu tetkik eden Kayseri'deki mimarlar bu aylarda evlere taşınmamızın sağlık açısından sakıncalı olacağını, en erken Mayıs ayı sonlarında taşınmamızın doğru olacağını söylediler.
Hatta o evleri yapan mühendis Toprak İskan Müdürlüğü'ne mesken hakkında rapor vermiş. Toprak İskan Müdürlüğü ile aramızda bir anlaşmazlık oldu. Bizde şimdi taşınırız, taşınmayız diye iki guruba ayrıldık. Sonra taşınmak isteyenlere polis kuvveti kullanarak taşındırılacağı tehdidi yapıldı. Hatta polis dahi çağrıldı.
Velhasıl evlere taşındık. Mevsim Nisan ayının başlan idi odun, kömür bol miktar veriliyor, bol, bol yakabileceğimizi söylüyorlardı. Mayıs ayının ortalarına kadar tavandan, duvarlardan su damlacıkları damlamaya taban betonlarından da terlemeler devam etti. Burada yiyeceklerimiz Toprak İskan Müdürlüğünce temin ediliyordu. Mayıs sonlarında Kayseri'de esnaf, tüccar eşrafından bir grup bizi ziyarete geldiler.
Av. Nevzat Türkten, H. İbrahim Özbekar, Hilmi Eskici ziyaret eden gurubun başında idiler. Evlerin rutubetli oluşu nedeniyle çoluk çocukların nemli betonların üzerine serilen halı, kilimlerin üzerinde terliksiz dolaştıklarını bizi ziyaret edenler görünce hemen bir kenara çekildiler. Terlik ve betonların üzerine hasır temini için karar verdiler Evlerin ve büyük-küçük herkesin nüfus sayılarını tesbit ettik sonra o gün öğleye müteakip 4 kamyon hasır ve büyüklü-küçüklü herkese terlik getirilip dağıtıldı. Ve terliksiz betonlara basmayın diye sıhhi bakımından zararlı olduğunu söylediler. Ogün ve o günlerden sonra betonda yatmaktan kurtulduk. Zira (çimento) betonun sıhhi açıdan zararlı olduğunu bilmiyorduk.
Ondan sonraki günlerde yine aynı gurub tarafından mutfak eşyaları, tencere, kaşık, çatal, bıçak, tuzluk gibi eşyalar verildi. Mutfakta kullanılacak eşyaların eksikleri tamamlanmış oldu.
Haziran ayının son günlerinde evlerimizin tapu teslim töreni yapıldı. O dönemdeki Toprak ve İskan Bakanı Sabit Osman Avcı, Kayseri Valisi ve diğer devlet erkanı katıldı. Tapular verildi ve konuşmalar yapıldı bilhassa Bakan Sabit Osman Avcı Doğu Türkistanlılardan biride konuşsun deyince beni ileri sürdüler. Ben de törene katılan herkesi selamladıktan sonra, Türkiye'nin dünyada dostu yokmuş diye başladım. Türkiye'ye ve Devlet erkanına teşekkür ederek konuşmamı kısa kestim.
Tören bittikten sonra Bakan Avcı hemen bana "Sen bu Türkiye'nin dünyada dostu olmadığı intihasını nasıl edindin" diye beni bir köşeye çekti. Türkiye'ye geldikten sonra mı? veya daha önce mi? diye ısrar edince Afganistan'da bizi Türkiye'den soğutmak için ortaya atılan gerçek dışı sözleri ve Türkiye aleyhinde yapılan propagandaları kısaca ifade ettim.
Tayvan'daki Çankayşek - Çin yönetimin Afganistan'ın başkenti Kabil'deki Amerika Büyükelçiliğine heyet gönderdiği ve bu heyet tarafından Türkiye'ye gelmemizi engellemeye çalışıldığını söyledim . Bakan hayretler içinde kaldı. Sonra İskan Kanunların icapları anlatıldı.
Mesela 5 senelik mecburi ikamet, sonra Türkiye içinde istediğimiz yere gidebileceğimiz söylendi ve çocuklarımızı okutmak için okul, genç kızlarımıza halı dokumasını öğretmek için (şimdiki Fuar Merkez Sağlık Ocağı olarak kullanılan binanın da yapıldığını izah ederek toplantıya son verdiler. Tören mahallinden onları yolcu ettik.
Çevremizde bulunan ve bizleri seven mukaddesatçı kardeşlerimizin yol göstermesi ve yardımlarıyla devlet sekterin de işe giremeyen hemşehrilerimizi özel teşebbüsleri ile el sanatlarını teşhir etmeye başladılar.
Bu sanatkarlar, marangoz, demircilik, saatçilik, kunduracı, dericilik, soba imalatı vs. sanat dallarıyla meşgul oldular. Bunun yanında Mili Eğitim Bakanlığınca açılan okuma-yazma kursuna Salih Avgun Paşa İlkokulunda başladık. Yerleşmemize müteakip sosyal ve kültürel alanda bilhassa Doğu Türkistan da esaret altında kalan soydaşlarımızın dertlerini ve davamızı anlatabilmek için harekete geçtik.
- Etiketler: hicret, doğu türkistan, kayseri, istanbul, İsa Yusuf Alptekin, Kaşkar, yarkent,