• 4.2.2023
  • 218738 defa okundu

5 ŞUBAT

GULCA KATLİAMI

BASIN BİLDİRİSİ

 

Aylardan yine bir Şubat ayı, 26 yıl önce yaşanan vahşet ve katliamı hatırlıyoruz.

Hatırlıyoruz diyoruz ama acısı, hüznü ve bizlere yaşattığı keder dolu zamanlar bir an olsun aklımızdan ve kalbimizden çıkmıyor.

Öyle anlar ve zamanlar vardır ki, insanın ve toplumun bilincini sürekli olarak tazeler ve canlı tutar. İnsana varlık ve mücadele gayesini daima hatırlatır.

5 Şubat Tarihide Doğu Türkistanlılar için öyle anlardan sadece biridir. Soğuk ve ayaza kesmiş

Gulca akşamlarını ısıtan tek bir şey vardır. O da Ramazan ayının feyzi ve ihyası ile şerefyap olan mümin gönüllere doldurduğu huzur ve berekettir.

Tam da böylesi uhrevi ve saadet dolu zaman dilimleri hak ile batılında mücadelesine şahitlik eder.

Din afyondur yalanı ile kendi elleri ile yaptıkları putlarına tapanlar ve Yaratıcısını inkar ederek günah denizlerinde yüzenler. Gayeleri sadece iyi bir kul olmak için çabalayan biçare masumları katletmek için her daim hazır ve nazırdırlar.

Emir almışçasına kapı,kapı gezerek Müslüman Uygur Türk’ünün peşine düşen kızıl komünistler emellerine erişmiş onlarca masum kadını hunharca katlederek şehit etmiştir.

Kadir gecesini ibadet ile Kur’an ve dua ile ihya gayesinden başka bir gayesi olmayanlara yapılan bu vahşet Gulca şehrini bir anda mahşer yerine çevirmiştir. Hak ile batılın mücadelesi bu kez Gulca sokaklarında yaşanmaktadır.

Hak, adalet ve istiklal naraları Gulca sokaklarından arşı inletmektedir.

5 Şubat böyle acı ve vahşet dolu bir zaman noktasıdır. On binlerce Müslümanın tutuklandığı, sözde halk mahkemelerinde yargılanarak on binlercesinin idam edilmesidir.

Uygur Türk’ünün diriliş ve istiklale olan inancının perçinlendiği kızıl Komünistlerle yaşanmayacağını, yaşanamayacağına dair şuurun akıllara ve vicdanlara çivi gibi çakıldığı gündür 5 ŞUBAT.

İşte bu gün bundan 26 yıl önce Gulca vilayetinde yaşanan vahşetin, soykırımın kurbanlarını rahmet ve minnet ile anıyoruz. Gulca’da, Barın’da, Hoten’de, Urumçi’de, İlişku’da ve dahası Doğu Türkistan topraklarında Çinli barbarlarca katledilerek şehitlik mertebesine erişenlerin müfakatının ne denli büyük şehitlik payesinin de, dünyada ki her rütbe ve taltiften daha yüce olduğunu biliyoruz.

Biz yine bir yıldönümünde Gulca katliamını anıyoruz ancak bir gerçek her daim önümüzde durmakta ve karşımıza çıkmaktadır.

Nedir bu gerçek?

Komünist Çin devletinin Müslüman Uygur Türk’ünü yeryüzünden silmek veya asimile etmek için asla durmayacağı gerçeğidir.2009 Urumçi olayları ve Komünist Çin’in Uygurlara uyguladığı şiddet hala hafızalarımızda ki, tazeliğini korumaktadır.

Daha Urumçi katliamının acısı ve elemi yüreklerimizden silinmemişken, Çin’in Doğu Türkistan topraklarını açık hava hapishanesine çevirmesi, beş milyondan fazla Uygur Türk’ünü sözde eğitim adı altında zindanlara kapatması,bu zindanlarda uyguladığı vahşet tüm çıplaklığı ile karşımızda durmaktadır.

Çin, Dünya ile bağlantısını kopardığı Müslüman Uygur Türklerinin evlerine ne idiğü Belirsiz Katil, tecavüzcü, hırsız sürülerini sözde kardeş aile projesi ile doldurmuş Müslüman Uygur Türk’ünün şeref, namus ve iffeti ahlaksızca talan etmiştir.

Evlerinde sadece tesbih, seccade ve Kuran-ı Kerim bulunan veya namaz kılanları ibadet etmeyi bahane göstererek onlarca yıl cezaevine göndermeyi kendinde hak gören, İslam dinine ve Müslümanlığa alenen saldıran kızıl komünist barbarlar “Çin İslam’ı” adı ile dinimizi tahrif etmekten geri durmamaktadır.

Kendi icadı olan Covid-19 virüsünün sebep olduğu yıkımla dünyayı bile

yaşanmaz hale getiren, İnsanları işlerinden, sosyal hayatlarından koparırcasına evlerine kapatan bu hastalıkla Çin devleti Doğu Türkistan’da yeni bir katliama imza atmıştır.

Sözde sıfır vaka uygulaması ile Doğu Türkistanlıları evlerine hapseden. Doğu Türkistan topraklarında yaşayan kim varsa bu bahane ile aç, susuz bırakmış hastalıkla yok edemediği insanımız açlıkla öldürmeyi amaçlamıştır.

Doğu Türkistanlıların evlerinin kapılarını kaynak makinaları ile zincirlerle kapatan gözü dönmüş Çin devleti Urumçi’de bir apartmanda çıkan yangına seyirci kalarak onlarca insanın yanmasını bile keyifle seyretmiştir. Doğu Türkistan topraklarında, Komünist Çin devletinin amansız bir biçimde sürdürdüğü soykırım politikası sürmektedir. Müslüman Uygur Türkü, sürekli güçlenen ve büyüyen düşmanı karşısında hiç olmadığı kadar yalnız ve savunmasızdır.

Çin devletinin zulmüne ve soykırım politikasına karşın seslerini yükseltenlerin ve Müslüman Uygur Türk’ünün yanında duranların sayısı ne yazık ki yeterli değildir.

Özellikle İslam alemi Doğu Türkistan topraklarında yaşanan vahşeti görmezden gelirken Türk dünyası ise yanı başında büyüyen Çin belasından çekinmektedir.

İçinde insanlık kalan küçük bir azınlığın ve üç beş batılı devlet ile politikacıların Çin’e karşı onurlu duruşlarını tarih not ettiği gibi Doğu Türkistan’da insanlığın katledilişine ve soykırımına sessiz kalanları da lanetle yazacaktır ve hatırlayacaktır.

Doğu Türkistan için,içinde merhamet kalanlara sesleniyoruz. Doğu Türkistan için, adalet diyenlere sesleniyoruz. Doğu Türkistan için, ben insanım ve Doğu Türkistan da katledilen insanlığın yanında duracağım diyenlere sesleniyoruz. Varlığınızdan güç buluyoruz.

Doğu Türkistan davası ve Uygur toplumunun özgürlüğünü, mutlu ve müreffeh yarınlarını sizlerle inşa edeceğiz. Gulca’da, Barın’da, Urumçi’de yaktığımız özgürlük ateşinin komünist Çin devletini tarumar edeceğine inancımız ve imanımız tamdır.

İstiklal uğruna ve istikbal adına yalnız olmadığımızın bilincindeyiz.Bu bilinçle diyoruz ki, varlığımız ve benliğimiz Doğu Türkistan davasına armağan olsun. Saygılarımızla; 05.02.2023

DOĞU TÜRKİSTAN
KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEGİ
ADINA

DOĞU TÜRKİSTAN
KAŞGARLİ MAHMUT VAKFI
ADINA

DOĞU TÜRKİSTAN
MİLLİ MECLİS
ADINA

SEYİT TÜMTÜRK

  • Kaynak: Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel MRK-KAYSERİ
  • Etiketler: Doğu Türkistan.Çin,Uygur,gulca

Son Eklenen Haberler

Yorumlar

Yorum Ekleyin

Yorum eklemek için lütfen üye girişi yapınız. Giriş yapmak için